14 Şubat 2010 Pazar

YAŞAMAK SENFONİSİ


“Basit yaşa ki başkaları da var olabilsin”
Gandi.



Yürü, çünkü yeryüzü senin en eski kardeşin
Çünkü sen yürüdükçe diri
Ve sen yürüdükçe güzelsin çünkü
Ve yürümek bilirim senin en okunaklı çehren
Sana yaşa denilmişti, duydum
Duydum bir dünyanın sana açılan kadife çığlıklarını
Ve sen de açıldın bir çiçeğin kendini var edebildiği yerde
Sana ol denildi ve oldun
Oldun işte, varlığınla ilişip zihnimize yokluğunla anılacaksın
Bir gül düşün
Bir gülü insan
Bir gül gibi basit, bir gül gibi incecik
Şeffaf, koku ve aşk ve yara kadar düşünür
Bu kadar basit işte, bir gülü düşünmek tüm dillerde aynıdır
Bir gül düşün
Bir gülü tut düşüncenle oturt yüzüme
Beni bir gülün yanı başında düşün
Çünkü ben de seni düşünüyorum
Çünkü kendimi var edebilmem için senin de var olman gerek
Dört nala giden bir hayvan göreceksin
Rüzgar kadar oylumlu, dalga kadar estetik
Ona at denilecek. Çünkü ona eşek denilmediğini öğreneceksin
Çünkü ona katır,ona deve, ona lama demeyecekler
Ama ona her şeyden önce bir ad
Verebilmek için diğerlerinin varlığını da bilmen gerek
Bir at diğerleri olmadan var olamıyor
Hayır, atın neye benzediğini öğrenmeyeceksin
ilkin neye benzemediğini anlayıp atın
Neye benzemediğini öğreneceksin
Bana bir şarkı söyle
Bir ırmağın akışını bölüş benimle
Orada , o güneşe uzanmış ülkenin yamacında bir hayvan
Yeleleri var fakat yelesi olan diğer mahlukat
Dört bacağı var fakat bacakları olan diğer mahlukat
Bak koşuyor, bir fısıltı yayılıyor toprağa o koşarken
Ona bir şeyler söyle
Onu dizginleme, kışkırt
Ona bir isim ver
Ona bir isim verebilmen için diğerlerini tanıman gerek
Diğerleri olmadan o rüzgar
Gibi oylumlu
Gibi şeysi muallak
İşte ona at dendi çünkü
Diğerleriyle kaim bir dünyanın mensubu
Bak orada doğa denen bir kural, bir kitap
Aç ve oku olabilmen için olabilmeleri gerekiyor
Kaidesi kazınmış kendi göğsüne
Hadi bana bir şarkı söyle
Benimle bir ırmağın akışını gel bölüş
Ben sana inanıyorum çünkü
Ben sana inandıkça kendime olan inancım artıyor çünkü
Haydi yürü
Sen yürüdükçe huysuzlanıyor acemi baldırlarım
Sen yürüdükçe yaşıyorum, sen var oldukça var
Oluyorum.


Yürü! Yürüdükçe onları göreceksin
Onlar senin etini koparacak
Senin yürüyüşünü çalmak isteyecekler
Bak buna şehir denilmiştir, buna ülke
Buna medeniyet, buna çağ
Bunları da düşün
Seni sevmiyorlar, daha çok tüketebilmek için
Seni sevmiyorlar arabalarını yenileyebilmek için
Onlar seni sevemez
Çünkü onlar senin güneş eklediğin kumsala yazlık dikmek isterler
Onlar seni sevemez çünkü onlar yedek
Balkonları olsun ister
Tahvilleri, bonoları, çekleri olsun
Depoları ful dolsun diye, mekikleri göğe çıksın diye
Güneş yağları, ojeleri, iğrenç kokularını saklayacak parfümleri
Olsun diye sevmezler seni
Bak orada henüz bir çocuk açıyor
Ona inan
Bak orada henüz bir sevgili saçlarını yatırmış rüzgara
Ona da inan
Ve ona söyle, onun saçlarını kökünden kazımak istiyor Mona Liza
Kazıyıp kendine peruk yapmak istiyor
Bak ben onun saçlarındaki uykuya inanıyorum
Bak ben onun saçlarına inanıyorum
Bana inan...
Yürümeye devam et, onları göreceksin
Onlar ki şişman ve iğrenç adamlar
Bak orada bir Afrika
Afrika’ya inan
Bak Afrika’da bir çocuk
Çocuğa inan
Bak çocuğun göğsünde kemikler var
Kemiklere inan
Bak çocuğun kaburgaları görünüyor
Açlığa inan
Bak orada bir Amerika, bir Avrupa
Ve akrep
Bak orada bir adam
Ve akrep
Adamın göbeği de orada
Ve akrep
Bak orada adamın vücuduna sığmayıp sarkan etler
Ve akrep
Bak onlar ki bir Afrikalı çocuğun etlerini koparıp göbeklerine eklemişler
Ve akrep
Akrebe inan
Bak bir köpek, havlıyor
Tavlı bir köpek,tavlı bir havlayış tutturmuş
Sakın bakma! Coğrafyanın cılız bir yerinde
Cılız bir çocuk
Cılız bir ölümle
Ö
L
Ü
Y
O
R
Sakın bakma!
Ölüme inan
Afrika’ya, Asya’ya, Filistin’e, Sudan’a inan.




Mustafa ÇALIŞKAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder